Opuz/Türkiye Kararı Kısa Özet:

Özet Çeviri

Kararın kısa özet çevirsini yapan KAHDEM Çalışma Grubu Üyesi ,Araştırma Görevlisi Sn.Özge Yücel’e teşekkürlerimizle…. 

Başvuran, Nahide Opuz, 1972’de doğan bir Türk yurttaşıdır ve Diyarbakır’da (Türkiye) yaşar. 1990’da Opuz, annesinin eşinin oğlu olan H.O. ile birlikte yaşamaya başladı. Opuz ve H.O. Kasım 1995’te evlendi ve 1993, 1994 ve 1996’da üç çocukları oldu. İlişkilerinin başlangıcından beri ciddi tartışmalar yaşamışlardır ve şu anda boşanmışlardır. Nisan 1995 ve Mart 1998 arasında H.O.’nun ihlal edici ve tehdit edici davranışlarına ilişkin olarak makamlara ihbar edilen dört ayrı olayı gerçekleşmiştir. O olaylarda çeşitli yaralamalar, kavga süresince H.O bıçak çekmiş ve arabasını iki kadına doğru sürmüştür. Bunların ardından kadınlar hekimlerce muayene edilmiş, hekimler kanama, çürük, ezik, sıyrık, çizik dahil çeşitli yaralamaların bulunduğunu belirlediği raporlar tutmuştur. Her iki kadın da tıbben yaşamlarını tehlikeye düşüren yaralamalara maruz kaldığı yönünde rapor almıştır: başvuran sözü edilen yaralamanın sonucu, annesi arabayla gerçekleşen saldırının sonucu olarak.
H.O. aleyhine ölüm tehditleri, güncel, ciddi ve acı veren bedensel zarar ve öldürme girişimi nedeniyle ceza takibi başlatılmıştır. Bıçak olayında delil yetersizliğinden kovuşturma yapılmamasına karar verilmiştir. H.O. iki kez tutuklanıp devam eden duruşmalarda serbest bırakılmıştır.
Fakat başvuran ve annesi bu yargılamaların her birinde şikayetlerini geri aldığı için Ceza Kanununun 456/4 hükmüne göre şikayete bağlılık nedeniyle kovuşturmaya devam edilmemiştir.
Araba olayına ilişkin yargılama başvuranın annesinin yaralarının ciddiyeti nedeniyle devam etmiştir ve H.O. üç ay hapse mahkum edilip cezası sonra para cezasına çevrilmiştir.

29 Ekim 2001’de başvuran yedi kez H.O. tarafından bıçaklanmış ve hastaneye götürülmüştür. H.O. bıçak yarası nedeniyle yargılanmış, sekiz taksit halinde ödeyebileceği 840.000 TL (yaklaşık 385 Avro değerinde) para cezası verilmiştir. Polise verdiği ifadesinde sıklıkla evliliğine karışan annesi hakkında tartıştıkları eşiyle kontrolden çıkan bir tartışmaları olduğunu belirtmiştir. Olayın ardından başvuranın annesi H.O.’nun tutuklanmasını istemiştir, devam eden baskısı ve ölüm tehditleri nedeniyle.

Nisan 1998’de, Ekim ve Kasım 2001, Şubat 2002’de başvuran ve annesi, H.O.’nun tehditleri ve saldırıları hakkında soruşturma makamlarına şikayette bulunmuş, yaşamlarının hâlen tehlikede olduğunu belirtip H.O.’nun tutuklanmasını ve hakkında hemen dava açılmasını istemiştir. Bunun üzerine H.O. sorgulanmış, ifadesi alınmış ve serbest bırakılmıştır.

Sonunda 11.3.2002’de kızıyla İzmir’e taşınmaya karar veren anne nakliye kamyonunda seyahat ederken H.O. kamyonu kenara çekmeye zorlamış, yolcu kapısını açarak ateş etmiştir. Başvuranın annesi hemen ölmüştür.

Mart 2008’de H.O. cinayet ve ruhsatsız silah taşımaktan dolayı suçlanmış ve yaşam boyu hapse mahkum edilmiştir. Temyiz yargılaması süresince serbest kalan H.O. öldürdüğünü çünkü eşini ve çocuklarını annenin ondan uzaklaştırdığı ve eşini ahlâksız yaşama sürüklediği için onurunun zedelendiğini belirtmiştir.

Nisan 2008’de başvuran, H.O. hakkında başka bir şikayette bulunmuştur, makamlardan H.O.’nun serbest kaldığından beri yeni erkek arkadaşı aracılığıyla yeniden tehdit etmeye başlayan eski eşinden korunması için önlemler alınmasını istemiştir. Mayıs ve Kasım 2008’de başvuranın temsilcisi AİHM’yi hiçbir önlem alınmadığı yönünde bilgilendirmiş ve mahkeme bir açıklama istemiştir. Makamlar eski eşin fotoğrafını ve parmak izini tutuklama emriyle birlikte polis karakollarına dağıttıklarını belirtmiştir.

Bu arada Ocak 1998’de aile içi şiddete karşı koruma için özel önlemler öngören 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun Türkiye’de yürürlüğe girmiştir.

Mahkeme, 15 Haziran 2002’de AİHM’ye yapılan başvuru hakkında oybirliğiyle şu sonuçlara varmıştır:

-Yerel makamlar H.O.’yu hukuka aykırı davranışları konusunda tekrar tekrar uyardığı halde başvuranın eski eşinin başvuranın annesini öldürdüğü dikkate alındığında AİHS’nin 2. maddesi (yaşam hakkı) ihlal edilmiştir.

-Makamların başvuranın eski eşinin hukuka aykırı ve sömürücü davranışına karşı başvuranı korumaması hesaba katıldığında 3. madde (eziyet ve insanca olmayan davranışların yasaklanması) ihlal edilmiştir.

-Başvuran ve annesinin toplumsal cinsiyet temelinde ihlale maruz kaldığı hesaba katıldığı takdirde 14. madde (ayrımcılığın yasaklanması) 2. ve 3. maddelerle birlikte okunduğunda ihlal edilmiştir. Bu durum özellikle Türkiye’de aile içi şiddet olaylarında yargısal sistemin genel edilgenliği ve çoğunlukla kadınları etkileyen saldırılarda bulunanlarca yararlanılan cezadan bağışıklık göz önünde bulundurulduğunda kadınlara karşı ayrımcılıktır.

-Sözleşmenin 41. maddesine (salt giderim) göre, mahkeme başvurana maddi manevi zararı nedeniyle 30.000 Avro ve giderler için 6.500 Avro ödenmesine karar vermiştir.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?p=266024#post266024

 

 

Bu alanda hukuki destek sorularının gönderilmemesini rica ediyoruz.
Maille gönderilen hukuki destek kapsamındaki sorular yanıtlanmamaktadır.

Kapat